Floransa Gezisi
Floransa Gezisi hakkında yazımız fotoğraflarla beraber aşağıdadır:

Floransa Gezilecek Yerler:
Floransa’ ya vardığımda kendimi cennette hissettim. Geçmişe dönüp Fatih Terim’ in yerinde olmayı bile istedim. Kozmopolit Roma’ dan elit bir şehre geldiğimi düşündüm. Çünkü bu şehir gerçekten de farklıydı. Sanat şehriydi…
İlk olarak deri eşyaların satıldığı pazardan San Lorenzo Bazilikası’na vardım. Floransa’nın dericileri ünlüdür. Pazardan bir şey almadan mutlaka pazarlık yapın. Almayacağım dedikçe 12 avro tutarındaki Fiorentina atkısı 7 avroya kadar düştü. San Lorenzo Floransa’nın ilk katedralidir. Giriş 3 avro ve 8 avro olarak ikiye ayrılmış. 393 yılında inşa edilen katedralde ilerleyen yıllarda Donatello da çalışmıştır. Medici ailesi üyelerinin mezarları bu yapıdadır.
Floransa Gezisi
Bir arka sokağa geçtiğimde Santa Maria Katedrali karşıma çıktı. Hayatımda gördüğüm en güzel katedral dersem abartmış olmam. Sokağı döner dönmez katedral karşıma çıkınca ağzım açık kaldı. Faytonlar, fotoğraf çekenlerle beraber muazzam bir kalabalık vardı. Daha büyük ve ünlü yapılar gördüm. Ama bu yapı resmen büyüledi beni. Önünde çok uzun bir sıra vardır. İçeri giriş ücretsiz. Kubbedeki çizimler görülmeye değer güzelliktedir. Fakat kulelere çıkmak isterseniz ücretli (10 avro). Ama kendinize güveniyorsanız çıkın. Çık çık bitmez derler ya o kadar çok merdiven var. Eser, rönesanssın önemli mimarlık örneklerinden biridir. Bu arada, orada olduğum gün Filistin için eylem yapıldı. Herkes savaşa karşı ama savaşlar her gün devam ediyor. Çok kalabalık değildi. Ama Floransa’nın kalbinde İsrail’in Gazze teröründen bahsedilmesi ve sesini dünyaya duyurması önemli. Belki hala bilmeyen vardır. Tatile geri dönersek, Firenze Card burada geçerlidir. Çok müze geleceksiniz tercih edilebilir. Ama gittiğim hiçbir ülkede şehrin kartını almayı tercih etmedim.
Floransa Gezisi
Burada uzunca zaman geçirdikten sonra Orsanmichele Kilisesi’ne doğru yol aldım. Bu istikamette nehrin öbür tarafına kadar çok eser gördüm. İçeride Bernardo Daddi’nin Madonna ve Child isimli yapıtı bulunur. Ponte Vecchio köprüsünden öbür tarafa geçtim. Aslında ilk olarak Ponte Strinta köprüsünden burasının resmini çektim. Çünkü Ponte Vecchio köprüsü Floransa’nın simgesidir. Köprünün üstünde kuyumcular var. Dükkanların manzaraları müthiş. Bursa’ da yer alan Irgandı Köprüsü bu köprüye benzer. Piazza de Pitti‘yi gördükten dışarıdan gördükten sonra Chiesa di Spirito’ya yöneldim. Piazza de Pitti Rönesans sarayı diye de bilinir. Saray 1549 yılında Medici ailesi tarafından satın alındı ve ailenin rezidansı haline geldi.

Floransa Medici Ailesi:
Floransa dendiğinde mutlaka Medicini ailesinden bahsetmek gerekir. Aile 13-17 yy. arasında yaşamış güçlü bir ailedir. Rönesansı da oldukça etkilemiştir. Medici Bankası da bulunmaktadır. Avrupa’nın en başarılı bankalarından biri olmuştur.
Floransa Ulaşım:
İtalya tatilimde Roma’dan sonra kuzeye doğru yolculuğa devam ettim. Trenle Termini’ den Floransa’ ya hızlı tren ile yol aldım. Train Italy sitesinden hızlı tren bileti alabilirsiniz. Fiyatlar gün ve saate göre farklılık gösteriyor. Normal trenler ise daha ucuz. Trenler çok rahat ve temiz. Bilet daha uygun olduğu için şehir merkezine uzak Compe Marte istasyonuna yolculuk ettim. 12 numaralı otobüs ile diğer istasyon Firenze Sm Novella’ ya geçtim. Bilet 1.20 avro.
Floransa’da Ne Yenir?

Çok sayıda panini satan büfe ve dondurmacı var. Kalabalık olanları tercih ettim. İkisi de mükemmeldi. Idue Fratelli’nin büfesi çok kalabalıktı. Kadıköy iskelesindeki büfeler gibi durmadan panini hazırlıyorlar. Ucuz ve lezzetli. Aynı zamanda şarap da içebilirsiniz. Çoğu menüde domuz eti var. Panini ve şarap sonrasında ise müthiş dondurmanın tadına baktım.
Floransa’da Konaklama / Hostel Önerisi:
Bu arada hostel tam bir hosteldi. Buraya gelirseniz Hostel Archi Rossi’ yi kesinlikle öneririm. Odam biraz karışıktı. 2 ABD’ li bir Meksikalı ve ben… Fıkra gibi oldu. Ama hostel tam bir gençlik hostelidir. Temiz, lokasyon harika, odalar kullanışlı ve ucuz.
Floransa da herkes mutlu gibiydi. Açıkçası Roma da yaşadığım hayal kırıklığını burada unuttum. Mükemmel bir şehir. Küçük şehirler iyi korunmuşsa hep favori şehrim olmuştur. İngiltere de Bath Karadağ’ da Kotor ve Hırvatistan da Dubrovnik aslında 1 günde gezilecek ama yaşamak için can atacağım kentler olmuştur.